31 Temmuz 2016 Pazar

İlk İzlenim | Colourpop Bae Far

Geçtiğimiz günlerde Instagram hesabımdan son Colourpop alışverişimi paylaşmıştım. Bu seferki alışverişimde likit rujların yanında çok övülen farlarından da denemek için bir tane aldım. Artık eskisi kadar çok far kullanmıyorum. Elimde de çoğunlukla doğal tonlar olunca değişik bir renk tercih etmek istedim. Hem Temptalia'da en iyi Colourpop farları arasında 1. sırada olması hem de kullanamayacağım kadar uçuk bir renk olmaması sebebiyle de Bae rengine karar verdim.



Öncelikle Colourpop farlarını denediyseniz veya yorumlarını gördüyseniz yapılarının 'farklı' olduğunu biliyorsunuzdur. Kremden toza dönüşen bir yapıdan bahsediliyor. Kişisel deneyimime dayanarak söylemeliyim ki bunlar bildiğiniz krem far. Oldukça yumuşaklar ama bu yumuşaklık kremsi toz far yumuşaklığı değil kesinlikle. Kullandığım diğer krem farlarla kıyaslayacak olursam MAC paint pot veya Benefit krem farları gibi bir kremsilik de yok aslında. Ben yapısını en çok Kiko'nun krem farlarına benzettim.



Yapılarının bu şekilde kremsi olması da uygulama şeklini değiştiriyor elbette. Kendi aldığım renk için konuşmam gerekirse standart far/karıştırma fırçası tarzda bir fırçayla uygulamak neredeyse imkansız. En başarılı sonucu sentetik, düz ve sert yapılı bir fırçayla veya parmaklarımla uygulayarak aldım.



Bae içerisinde turkuaz ışıltılar olan morumsu bir bordo. Bu farı tercih etmemdeki diğer bir sebep de her yerde çok hoş duochrome efektinden bahsediliyor olmasıydı. Şimdi burada Colourpop hakkındaki bütün yorumları çürütmeye çalışmayacağım ancak bu far tam olarak duochrome da değil. Bence bunun en büyük sebebi bu farın sedefli değil simli olması. Daha önce MAC Club gibi bir far denediyseniz ve aynı etkiyi bundan beklerseniz hayal kırıklığı yaşamanız olası. Işığa göre rengi değişiyor ancak ben tam olarak beklediğim duochrome efektini gördüğümü söyleyemeyeceğim. Sanki bordo bir far üzerine turkuaz yansımalı bir sim sürülmüş gibi daha çok. Bu etkiyi de almak için bahsettiğim şekilde sert bir fırçayla veya parmaklarla uygulamak gerekiyor, yoksa yalnızca bordo bir far ve içerisinde ufak tefek birkaç turkuaz ışıltı elde ediyorsunuz. Işıltıları daha belirgin olsun diye ıslattığım bir far fırçasıyla da denedim, çok fark yaratmadı. Bu farı uygulayacaksanız bahsettiğim gibi bir fırçayla veya parmaklarla hafifçe bastırarak uygulamak en iyisi. Farı sürüklediğiniz anda simleri gidiyor çünkü. Dolayısıyla gözün katlanma bölgesinde bu farı tam performansla uygulamak ve dağıtmak da çok zor.




Son yorumuma gelecek olursak Bae gayet güzel bir far. Rengi farklı. Yine de denemiş olsam muhtemelen almazdım. Ben farı parmaklarımla uygulamayı seven biri değilim. Belki de bu sebeple bana güzelliği verdiği zahmete değmezmiş gibi geldi. Yine de rengini çok beğendiyseniz ve uygulamadaki zorluklarını göze alıyorsanız deneyebilirsiniz.


27 Temmuz 2016 Çarşamba

El ve Tırnak Bakımı

Çocukluktan beri ojeye çok düşkünüm ancak bu zamana kadar hiç profesyonel manikür yaptırmadım. Birkaç ay önce büyük bir hevesle ilk manikürümü yaptırmak için bir salona gittiğimde ise tırnaklarımın manikür yapmaya uygun görülmemesiyle hüsrana uğrayarak mekandan ayrıldım. 



Tırnaklarımın manikür yapmaya değer bir durumda olmamasının sebebi boylarının kısa olması ve kütiküllerimin de pek belirgin olmamasıydı. Yaptırsam sadece nemlendirmeden ve oje sürülmesinden ibaret bir manikür olabilirdi gerçekten de. Bunun üzerine belki de benim evde yaptığım bakım da benim için gayet yeterlidir diye düşündüm.

Çok sık oje süren biriyim, bu sebeple maniküre öncelikle ojelerimi silmekle başlıyorum. Şimdi burada tırnak bakım önerilerinde hep atlanan spesifik bir ürün önereceğim. Ben ojelerimi silmek için Watsons mağazalarında satılan Superdrug asetonsuz oje çıkarıcıyı kullanıyorum. Açıkçası asetonsuz olup olmaması ile çok ilgilenmiyorum ancak bu ürünün tırnaklarımda gözle görülür bir fark yarattığı ortada. Benim tırnaklarım çok uzamayan, çabuk kırılan bir yapıya sahip. Bunların da ötesinde en büyük problemim tırnaklarımın soyulması. Bu oje çıkarıcıyı kullandığımdan beri tırnaklarımdaki soyulmalar ciddi şekilde azaldı. Kısa tırnak kullanmayı daha çok seviyorum o yüzden çok fazla uzatmıyorum ama tırnaklarımın kırılmadan uzadığını da fark ettim. Bu ürünle ilgili internette çok olumlu yorumlar okumadım ama çevremde annem de dahil olmak üzere tırnak soyulması problemi yaşayan herkes çok memnun.

Ojelerimi çıkardıktan sonra esas manikür kısmına geçiyorum. Ben ellerimi ılık suda bekletmek yerine bu kısmı duştan sonra uyguluyorum. Daha önce bir favoriler yazımda bahsettiğim Sally Hansen Instant Cuticule Remover'ı tırnak diplerime uyguluyorum. Çok fazla bekletmeden de ufak bir kütikül itici ile itiyorum. Benim kullandığım küçük plastik olan bir manikür setinin içinden çıkmıştı sanırım. Uçları çabuk deforme olduğundan tahta çubukları bu işlem için pek sevmiyorum. Tırnak etlerimi kesmiyorum. Sanrım bunun zararlı olduğunu manikür yapan herkes söylüyor. Ben açıkçası kesmeye çok ihtiyaç duymuyorum. Belki artık itmeye alıştığım için olabilir. Yine de bazen ufak tefek çıkıntılar olduğunda Sephora'dan aldığım kütikül makasını kullanıyorum. Bunu çok beğenme sebebim de ucunun diğer manikür makaslarına kıyasla küçük olması. Böylece etrafına zarar vermeden ufak düzeltmeleri rahatça yapabiliyorum.

Gelelim şekillendirmeye. Dediğim gibi kısa tırnak kullanmayı tercih ediyorum. Bu sebeple törpüleyerek kısaltmak yerine tırnaklarımı kesiyorum. Kikkerland marka bu bakır rengi tırnak makasını Watsons'tan almıştım. Bazıları korkunç olduğunu düşünse de bence oldukça sevimli :) Tırnaklarımı kestikten sonra son şeklini vermek için törpülüyorum. Bunun için de çoğunlukla kağıt törpü kullanıyorum. En memnun kaldıklarım Watsons'tan aldığım QVS markasına ait, bir tarafı beyaz bir tarafı yeşil renkli bu törpüler. Hem dayanıklılar hem de ince olduklarından kısa tırnaklarda çalışmak daha rahat. Tırnaklarımdaki soyulmalar için ise Sephora'dan aldığım 4 taraflı tırnak üstü törpüsünü kullanıyorum. Bu işlemi çok fazla yapmamaya özen gösteriyorum çünkü tırnak üstünü törpülemek zaten zayıf olan tırnaklarımı inceltiyor. Yalnızca soyulan kısımları hafifçe törpülemek yeterli geliyor. Bütün bu işlemler bittikten sonra ellerimi yıkayıp bir tırnak fırçasıyla fırçalıyorum.

Tekrar oje sürmeden önce ellerimi ve tırnaklarımı mutlaka nemlendiriyorum. Bunun için de Kräuterhof (evet, ismini Google'dan kopyaladım) el ve tırnak kremini kullanıyorum. Bu kremi arkadaşıma dermatolog önermiş. Ben de ilk kez onda görüp denedim ve o günden beri birkaç tüp bitirdim sanırım. Tırnaklarımın güçlenmesinde, kırılmaların azalmasında bu ürünün payının da fazla olduğunu düşünüyorum. Meyveli, çiçekli veya vanilyalı pasta gibi bir kokusu yok ancak ben kokusuna da bayılıyorum. Gönül isterdi ki güzel bir ambalajı olsun, dikkat çeksin, daha çok insana ulaşsın. Watsons, Gratis gibi kolayca ulaşabileceğiniz mağazalarda satılıyor, sık sık da indirime giriyor. Görürseniz mutlaka deneyin.

Nemlendirici sürdükten sonra bir süre beklemek gerekiyor. Eğer çok fazla bekleyecek zamanım yoksa tırnaklarımın üstünü hafifçe silip oje sürüyorum. Fotoğrafa eklemeyi unuttuğum ve çok sevdiğim bir üründen de bahsetmeden geçemem: Essence oje düzeltici kalem. Başka markalarda da benzer ürünler mevcut. Her ne kadar oje sürme becerime güvensem de özellikle koyu renkli ojelerde çok pratik bir kurtarıcı oluyor. Şimdiye kadar sevdiğim bir base coat veya top coat bulamadım. Piyasada bulunan ve çok övülen birçok markayı denedim ancak hiçbirinden memnun kalmadım. Eğer bana önerileriniz olursa, paylaşırsanız sevinirim.