15 Ağustos 2017 Salı

The Ordinary | İnceleme-2

Bir süredir yoğunluktan yalnızca bloga değil detaylı cilt bakımına da ara vermek durumunda kaldım. Ancak elimde yorumlanmayı bekleyen fazlaca ürün olduğundan denediğim The Ordinary ürünlerini birkaç parça halinde yazmaya karar verdim. Kendi sitesindeki gibi retinoid ve vitaminler, asitler, nemlendiriciler-yağlar ve diğerleri şeklinde denediğim bütün ürünlerden kısaca bahsedeceğim.

Öncelikle şunu itiraf etmek gerekirse The Ordinary'nin popülerliği benim de biraz başımı döndürdü. Her ürününü seveceğimden çok emindim, yine de pozitif önyargımı yıkmaya çalıştım. Nitekim sevdiğim kadar çok bayılmadığım ürünler de oldu.



Lactic Acid 5% + HA 2%: Laktik asit bir AHA (alpha hydroxy acid) çeşidi. AHA içeren ürünler temelde kimyasal ekfoliasyon işlemi yapıyor ve cilt dokusunu ve hiperpigmentasyonu düzeltme görevi görüyor. Ülkemizde son yıllarda yaygınlaşan AHA'li ürünler genelde başka bir AHA çeşidi olan glikolik asit içeriyor. Laktik asit glikolik asite kıyasla daha büyük moleküler yapıya sahip olduğundan daha az iritasyona yol açtığı söyleniyor. Daha önce glikolik asit kullanmış biri olarak cildim asitlere alışkın olmasına rağmen ilk defa laktik asit kullanacağım için bu ürünün 5% olanını aldım. Eğer cildinize güveniyorsanız 10% olanı da var. Yapısı akışkan, içeriğinde HA olmasına rağmen ciltte çok nemli bir his bırakmıyor. İritasyonu engellemek için de Tasmanian pepperberry kullanıldığından hafif biberimsi bir kokusu var. Başta çekinerek kullandığım bir ürün olmasına rağmen cildimde hiçbir yanma, karıncalanma veya iritasyona sebep olmadı. Ben genelde haftada birkaç gün salisilik asitle beraber kullandım. Oldukça da memnun kaldım. Eğer nazik bir ürün arıyorsanız ve AHA içeren ürünleri seviyorsanız deneyebilirsiniz.

Glycolic Acid 7% Toning Solution: Markanın tonik formunda olan tek asit ürünü bu. Bahsettiğim gibi glikolik asit de bir AHA çeşidi. Laktik asit ile benzer işleve sahip olmasına rağmen daha küçük moleküler yapıya sahip olduğundan daha derin bir eksfoliye işlemi gerçekleştiriyor. Açıkçası benim asitli ürünler ile tanışmam glikolik asitle olduğundan mı bilmiyorum ancak ben bu ürünü laktik asitten daha çok sevdim. Asitli bir tonik olmasına rağmen nemlendirici bir etkiye sahip, ciltte kesinlikle gergin bir his bırakmıyor. Bunun sebebi aloe vera, gliserin gibi nemlendirici içerikler barındırması diye düşünüyorum. Ayrıca yine iritasyonu engellemek için Tasmanian pepperberry içeriyor ancak laktik asitteki koku bunda yok. Stoklarda çok çabuk tükenen bir ürün olduğundan ulaşması biraz zor (ben satın aldıktan tam 3 ay sonra elime ulaştı).  Asitli tonikleri seviyorsanız denemelisiniz.

Salicylic Acid 2% Solution: Salisilik asit diğer bir asit türü olan BHA (beta hydroxy acid). BHA'ler da yine ciltte ekfoliasyon işlemi sağlıyor ancak daha derine etki ediyor. Özellikle tıkanmış gözenekler, ve yağ birikmesi gibi problemler için iyi bu yüzden sivilceli veya siyah noktalı ciltlerin sevdiği bir içerik. Benim cildim kuru olduğundan bu ürünü genelde burnuma veya zaman zaman çıkan hormonal sivilcelerimin üzerine noktasal olarak uyguluyorum. Siyah noktalar konusunda başka yöntemler de uyguladığımdan direkt çok etkili mi bilemiyorum ancak yardımcı olduğu kesin. Su bazlı bir formülü var ve hiçbir şekilde kuru hissettirmiyor. Bana göre tek sıkıntısı yapısı ki o da sıkıntı sayılmaz sanırım; sürdükçe beyazlaşıyor, yayınca o beyazlık gidiyor. Herhangi bir topaklanma sorunu vs. yok yani. Diğer ürünlerin aksine bu 15ml.'lik bir şişede geldiği için tüm yüzünüze uygulayacaksanız biraz çabuk bitebilir ancak benim gibi bölgesel uygulayacaksanız uzun süre gider. Ben şimdilik şişenin yarısındayım ve benim için çok da olmazsa olmaz değil ancak uygun fiyatı sebebiyle tekrar alabilirim. (Güncelleme: Bu ürünün bende ufak sivilcelere sebep olduğu konusunda ciddi şüphelerim var. Bittiğinde tekrar almayacağım.)

AHA 30% + BHA 2% Peeling Solution: Gelelim markanın en güçlü asit ürününe. Bu ürünü ilk çıktığında merak etmiştim ancak yalnızca profesyonel kullanım için dediğinden gözüm korkmuştu ve almaya niyetim yoktu. Ne zaman ki birkaç yorum gördüm bir cesaretle bu ürünü de sipariş ettim. Bu ürün iki asit türünün de bütün çeşitlerini (laktik, glikolik, tartarik, salisilik, sitrik) kombinasyonunu içeren ve konsantrasyonu oldukça yüksek bir ürün. Diğer asit ürünlerinin aksine maske olarak kullanılıyor ve ciltte en fazla 10 dakika bekletilip suyla durulanması tavsiye ediliyor. Koyu kırmızı bir renge sahip olduğundan sürerken kendinizi Madam Lalaurie gibi hissetmeniz olası. Ben ilk aldığımda oldukça endişeliydim. İlk olarak bileğimin iç kısmında denedim ve sürdüğüm anda kezzap dökmüşüm gibi bir hisle karşılaşacağımı düşündüm ancak hiç öyle olmadı. Nitekim yüzümdeki ilk denememde 5 dakika kadar beklettim ve hafif bir karıncalanma haricinde bir şey hissetmedim. İkinci deneyişimde ise öyle bir yanma hissettim ki 5 dakika bile bekleyemeyeceğimi düşündüm ancak yanma iyice hafifledi ve yüzümü yıkadığımda hiçbir kızarıklık veya iritasyon oluşmadı. Sonraki kullanımlarımda en ufak bir karıncalanma dahi hissetmedim. Bu reaksiyonların cildin o zamanki durumuna göre de değişiklik gösterdiğini düşünüyorum. Böyle bir ürün kullanacaksanız cilt bariyerinizi güçlendirici ürünler ile rutininizi desteklemenizi tavsiye ederim. Ben bu ürünü genelde haftada bir veya iki haftada bir uyguluyorum, damlalığı bir kez sıktığım kadarı tüm yüzüme yeterli oluyor. Gerçekten de şimdiye kadar denediğim en etkili ekfoliasyon ürünü bu diyebilirim. Bunu kullandığımda cildim başka hiçbir üründe olmadığı kadar aydınlık, pürüzsüz ve yumuşak oluyor. Ben bittiğinde kesinlikle tekrar alacağım ancak asitlere yeni başlayan veya cildi çok hassas olan kişilere tavsiye etmem.

Azelaic Acid Suspension 10%: Denediğim bütün ürünler içerisinde benim için gizli kahraman bu ürün. Azelaik asit benim daha önce duymadığım bir içerikti ancak faydalarını görünce merak etmeden duramadım. Azelaik asitin sivilceleri engelleme, cilt tonunu düzeltme ve benim için en önemlisi kızarıklıklara iyi gelme gibi vaatleri var. Ayrıca yatıştırıcı etkisi sebebiyle rosacea sorununa da en iyi etki eden içeriklerden biri olduğu söyleniyor. Ürünü ilk aldığım zaman silikonlu yapısından dolayı hiç sevmesem de düzenli olarak kullanmaya devam ettim. İyi ki de devam etmişim çünkü beni en çok şaşırtan ürün bu oldu. Cildimdeki etkisi gerçekten gözle görülür şekilde iyi. Kızarıklıklarım ve ara sıra çıkan hormonal sivilcelerim azaldı, cilt tonu ve dokusu gözle görülür şekilde iyileşti. Rutinime eklediğimden beri cildim en iyi zamanlarını yaşıyor. Yapısı silikonlu olduğundan gündüzleri makyaj altına baz gibi bile kullanılabilir diye düşünüyorum. Bu da bittiğinde -ki çok az kaldı- kesinlikle tekrar alacağım bir ürün.

Elimdeki bütün asit ürünleri bu şekildeydi. Asitli ürünler kullanırken mutlaka güneş kremi kullanmak gerektiğini de hatırlatayım. Düzenli olarak güneş kremi kullanma alışkanlığınız yok ise -ki bence kesinlikle olmalı- bu ürünler ile cildinize yarardan çok zarar verirsiniz. Elimdeki diğer The Ordinary ürünlerini ya topluca uzun bir yazıda toparlayacağım veya bahsettiğim gibi kategorilere bölerek yazacağım. Cilt bakımı haricinde bir de alıp bir süredir kullandığım serum fondöten hakkındaki yorumlarımı da kısa zamanda paylaşacağım. Şimdilik markanın yakında satışa çıkaracağı Resveratrol 3% + Ferulic Acid 3% ürününü ve güneş koruyucularını da merakla bekliyorum.


11 Ağustos 2017 Cuma

Inglot AMC Lip Pencil #16, #19, #23

Makyaja merakım yeni başladığı sıralar Inglot'un da Türkiye'ye yeni girdiği zamanlardı. O zamanlar şimdiki kadar çok marka alternatifi olmadığından ve Inglot da uygun fiyata geniş ürün yelpazesi sunduğundan benim sık alışveriş yaptığım yerlerden biri haline geldi. O sebeple benim için yeri hala ayrıdır.


Geçtiğimiz aylarda Inglot mağazasına denk geldiğimde girip biraz dolandım. Yıllar önce aldığım bu kalem rujları görünce de ne kadar sevdiğimi hatırladım. O zamanlar kalemtıraşla açılır şekildeydi, şimdi asansörlü biçime getirmişler. Arkalarında kendi kalemtıraşları da bulunuyor, eğer ucunu sivriltmek isterseniz kullanılabilir. Yapı olarak tamamen matlar ancak dudağı kurutmuyorlar ve sürümleri rahat.


Soldan sağa: 16-19-23

Bir süredir aklımda bir pembe/nude ruj almak vardı. Sanırım bu yüzden elim ilk olarak 16 numaraya gitti. 16 numara soluk, pembeliği ağır basan bir nude diyebilirim. Ten renginiz çok açık değilse muhtemelen nude kısmı daha baskın gözükecektir. Tam olarak benim aradığım renk olmasa da dudağımda duruşunu çok sevdim. Belki çok iddialı olacak ama bütün rujlarım arasındaki favorim bu olabilir hatta.

19 numara kızıl kahvemsi bir renk ancak çok kiremit rengi gibi değil biraz daha hafifletilmiş soluk bir tonu var. Son günlerde en çok elimin gittiği renk bu. Özellikle yalnızca rimel kullandığım hafif göz makyajlarıyla beraber kullanmayı çok seviyorum.

23 numarayı alma sebebim bir Snapchat filtresi. Geçtiğimiz aylarda klasik çiçekli bir filtrede buna benzer renkte bir ruj vardı. Çiçeklerden mi bilmiyorum bana tam baharlık, fresh bir görüntü gibi geldi ve çok sevdim. O yüzden 23 numaralı bu pembeyi seçtim. Çok özel bir renk değil belki ama birçok makyaja uygun orta tonlu, çok canlı olmayan bir sıcak pembe.


Aldığım günden beri ne zaman başka markadan bir ruj baksam önce Inglot'a bakayım diye aklımdan geçirecek kadar çok sevdim bu rujları. Hatta son zamanlarda düğün makyajı için de harika olacakları düşüncesindeyim. Günlük olarak da yanıma alıyorum, ince olduklarından sürmek çok rahat geliyor.

Bulunduğunuz şehirde Inglot mağazası yoksa internet sitesinden de alışveriş yapabilirsiniz. Mat rujları seviyorsanız ve kullanımı pratik bir ürün arıyorsanız da bu rujları kesinlikle öneririm.